20 Ağustos 2011 Cumartesi

19

Artık 19 yaşındayım. 18'den biraz daha farklı. 20 bana göre büyüme yaşı olduğundan büyümeme bir adım kalmış demektir.

Bu yaşım için arkadaşımla bissürü plan yaptık. Şu an onlar elimde bulunmadığı için buraya yazamıyorum ama içinden en azından birkaç tanesini yapabilsek bile bizim için büyük bir şeydir çünkü "hiçbir şey yapmak istememe" hastalığım var. Kısacası üşengeçlikte sınır tanımıyorum. Uyumaya üşendiğimi söylemiş miydim? Neyse.

Doğum gününün en zor yanı, teşekkür etmek. Ağzım yamuldu, elim yalama oldu. Memnuniyetsiz değilim hayır.

Yaş-landım.


Asteriks

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Erkek Dedikodusu okuyorum, okudum neler oldu?


Uzun zamandır görüşememiştik Asteriksle. Bi kaç gündür de aramak isteyip arayamamıştım. Anlatacaklarım vardı anlatmamı bekliyordu. (Anlatılacak şeyler olmasını aklınızda tutun aşağıda bu bilgiye ihtiyacınız olacak.) Bugün aradım.

Asteriks(-)
Oburiks(+)

-efendim.
+napıyosun?
-dur bi saniye tellerimi çıkarıyım.
+(konusmak için odaya geçti uzandı heralde terliklerini çıkaracak.)
-ay olmadı dur.
+sen niye terliklerini çıkarıyosun?
-terlik değil tel. diş teli.
+haa. oldu o zaman.

ve kopuş.

...
-Erkek Dedikodusu bitti mi?
+evet bitti güzel kitap.
-ee hadi anlat.
+ya iki kız var işte bunlar düğüne gidiyolar.
-salak kitabı değil anlatacaklarını.
+haa. tamam o zaman.

ve kopuş.


Bugün güneş altında gezindim biraz, sanırım beynime güneş geçti ve ortaya böyle saçma bi konuşma çıktı. Olsun ama eğlendik biz. Gülmemiştik uzun zamandır.

Sebeb-i postumuza gelirsek sevgili okuyucular, “Erkek Dedikodusu okuyorum, okudum neler oldu?” hakkında bişeyler yazacam sizlere.
Öncelikle French Oje ve T.B.’nin ellerine ve yüreklerine sağlık. Çok güzel olmuş.
Başlayalım bakalım;

*İlk olarak bunu söylemeliyim ki kitap bitince bi süre sakın ola ki başka kitaba başlamayın çünkü aynı tadı arayıp bulamayıp üzülürsünüz. Hatta baştan mı başlasam acaba diye düşünebilirsiniz.
*Kitabı kahve eşliğinde okumaya başlayın yoksa yarıda bırakıp kahve yapmak için kalkmanız gerekebilir.
*Tabi başlamadan WC’ye de gidin çünkü kitabı bırakıp da gitmek çok zor gelebilir.
*Telefonunuzun sesini kapatın yoksa çalar açmak istemezsiniz çalar sinirlenirsiniz.
*Eğer her saniye arayabileceğiniz, yanınızda olduğunu bildiğiniz bi kankanız yoksa “ne kankalar varmış be” benim de olsa keşke diye hüzünlenebilirsiniz.
*Kendinize ait bi eviniz yoksa “ah tek başıma evde kalsaydım arkadaşlarım gelseydi ne güzel olurdu” diyebilirsiniz.
*“pizza yesek mi ki?” diye sorabilirsiniz etraftakilere.
*kitap o kadar içten ve gerçek ki her gördüğünüze bitirince sana veriyim de oku çok güzel diyebilirsiniz.
*ve ve ve aşık olmak sevgilili olmak isteyebilirsiniz.

Kısacası; ah keşke kahvem, kankam, evim, aşkım, işim olsa ve bu kitap hiiç bitmese! diyebilirsiniz.

Çok güzel kitap, devamı gelsin gülelim eğlenelim. Devamı gelmezse biraz zaman geçsin bi daha okurum ben de.
oburiks.

8 Ağustos 2011 Pazartesi

Hava 34.5 derece, hissedilen nem %55.  Bu postu okuyan olacak mı bilmem ama ben yazayım bakalım ne olacak.
Aynı durumda olduğumuz bi kaç arkadaş var. Hepimizi ilgilendiren de bi konu.
Bu arkadaşlardan biriyle de konuşmak isteğindeyim. Yazsa da iki laf etsek modu. Dedim ki  dur statume konu hakkında bi şey yazıyım belki ilgisini çeker soru falan sorar. (İşte insan tüm gün evde sıkkınca oturunca böyle garip fikirler dolaşıyor kafasında.)
Ama çok mantıklı düşünmüş olmalıyım ki hemen statum layklandı ve blip! sesi duyuldu. Konu hakkında bi soru karşımdaydı.“Oh be ne iyi düşünmüşüm yazdı işte konuştuk huhuuu!” dememi bekliyorsanız çok yanılıyorsunuz canlarım çünkü konunun ilgilendirdiği başka bi arkadaş yazmıştı. Kader işte. Öyle yani yıkkınım.

Oltayı atıp balık beklersin ama kancaya boş konserve takılır ya işte öyle bi şey.

oburiks.