26 Şubat 2011 Cumartesi

Bir çocuk değişir, Türkiye değişir.


Teyzesinin ördüğü kırmızı şapkalı kızla beraber TEGV'de gönüllü olduk biz. İyi ki de olmuşuz.

Gülen gözlerle bakan, bakabilen çocuklar görmek.
Onların gülebilmelerine katkı sağlamak.
Her hafta abla öpsem bi çok özledim seni demelerini duymak.
Bi şeyler öğrendiklerini, öğretebildiğini fark etmek.
Belki çok yorulmak ama sonunda işe yaradığını anlamak.

Bunlar gönüllülük kısmı. Bi de işin eğlence boyutu var. Mesela gönüllü olabilmek için eğitimler aldık. Bu eğitimler sayesinde yeni insanlar tanıdık ilk tanıyışımız olmasına rağmen 40 yıllık dost gibi kahkahalar attık. Ya da örneğin bugün Eskişehir'de Bölgesel Toplantı vardı. Yeniyiz ama hadi gidelim dedik. Kimseyi tanımasak da o sıcak ortamda olmak bile yetti. Ortak amaçta olan insanlarla bi araya gelmek keyifliydi. Bando eşliğinde şarkı söylemek, konserde sesimiz kısılana kadar bağırmak, ellerimiz kızarana kadar alkışlamak, gözümüzden yaş gelene kadar gülmek.

Kariyerimize de faydası var TEGV'in. Çünkü TEGV'de etkinliklerin sponsorları var. Nokia, YapıKredi, Tofaş vs. CVnizde TEGV Gönüllüsü olduğunuz görülünce şansınız artabiliyor. Yurt dışına çıkmak isterseniz TEGV size yardımcı olabiliyor. Gibi gibi birçok şey var.

Bunlar her alanda gerçekten güzel şeyler bence.

Bunları anlatmak istedim çünkü belki 1 gönüllü daha kazanır TEGV siz bunları okuduktan sonra. Çocuklar bilgiden çok sevgiye açlar. Onları doyurmak hiç zor değil. Çünkü sıcak bi gülümse yetiyor bunun için. Vaktiniz varsa lütfen düşünün derim ben. En azından bi deneyin. 

 oburiks

2 yorum:

Selin dedi ki...

:)

Birilerine bir şeyler öğretmekten en çok keyif aldığım dönem TEGV'deki gönüllülük dönemimdi, sonra iş-güç derken uzaklaştık ama ne zaman biri TEGV gönüllüsü olmaktan bahsetse yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamıyorum :) Muhteşem bir his.

Hiç tereddütsüz şunu da söyleyebilirim, buna benzer daha başka organizasyonları da gittim gördüm, bazılarında görev aldım ama TEGV apayrı. İsmini yazmayayım ama çok bilinen bir başka toplulukta sorumlunun gönüllülere yaptığı muameleyi görünce gözlerime inanamamıştım, bağırıp çağırmalar, emirler yağdırmalar, azarlamalar vs. Gönüllüler de gönüllü gibi değildi zaten, orada maaşlı çalışıyorlar da mesai bitince gidecek gibi davranıyorlardı. Sadece görmek için gitmiştim ve o son gidişim oldu. Bu yönden karşılaştırdığımda da bir parçası olduğum organizasyonlar içinde en iyisi TEGV. İyi bir şey yaptığını sonuna kadar hissettiriyorlar sana ve o his çok güzel...

Fareli Köyün Kavalcıları dedi ki...

Evet Selin haklısın TEGV gerçekten bambaşka. Sorumlular TEGV'de abla, abi. Sıcacık ortamda herkes gönüllü. Dediğin gibi o his çok güzel. :))